Ben Alara. Fanteziyi sadece bir kelime sananlarla değil, gerçekten yaşamaya cesaret edenlerle buluşurum.
İstanbul escort kategorisinde benim gibi bir kadınla karşılaşmak, sıradan bir gece değil; aklını ters yüz eden bir deneyim olur.

Sana ilk mesaj attığımda saat öğleden sonraydı. “Gündüz ofiste yalnız olacağım,” dedin. Gülümsedim. Çantama dantelli siyah iç çamaşırlarımı, yüksek topuklu stiletto’larımı koyup yola çıktım. Giyinirken aynaya baktım ve kendi kendime fısıldadım:
“Bugün bu adamı çalıştığı yerde çalışamaz hale getireceğim.”

Maslak’taki ofis binasının asansöründe tek başımaydım. Zemin kattan 17. kata kadar süren yolculukta içimden geçen tek şey, seni masanın üzerinde dizlerinin çözüldüğü bir ana götürmekti.

Kapıyı sen açtığında üzerimde diz hizasında dar bir kalem etek, beyaz gömlek ve çerçeveli gözlüklerim vardı. Tam bir iş kadını gibi… ama içimde bambaşka bir senaryo hazırlanıyordu.

İçeri girdim. Kapıyı kilitledin.
“İstanbul escort Alara geldiyse, toplantıya geçebiliriz,” dedim göz kırparak.

Odaya geçtik. Sana yaklaşırken gömleğimin üst düğmelerini yavaş yavaş çözdüm. Sütyenimin ipleri görünmeye başladığında, nefesini tuttun.
Sen sandalye kolçağındaydın, ben yavaşça dizlerine oturdum.
Elini belime koyarken kulağına eğildim:

“Hiç ofiste seviştin mi?”

Cevap veremeyecek kadar tahrik olmuştun. Gömleğimi sıyırdım, eteğimi yukarı çekip tenimi açığa çıkardım. Kalçalarım, dizlerinin üzerinde dans ederken dudaklarım boynunu öpmeye başlamıştı bile.

Sonra seni sandalyesinden kaldırdım. Masanın üzerine ittim. Kravatını çözdüm, gömleğini açtım. Ben hâlâ topuklularımla, çoraplarımla ve dantelli külotumla üzerindeydim.
Ve sen artık bana teslim olmuştun.

“İstanbul escort Alara böyle bir fanteziyi yarım bırakmaz,” dedim.
Kalçalarımı masaya dayadım, bacaklarımı iki yana açtım.
Sen önümde diz çöktün, ellerin titriyordu.
Ama artık çok geçti. Ben çoktan oyunumu kurmuştum.

Bir yandan dışarıda hayat devam ederken, o odanın içinde senin nefesin bana karıştı. Ellerini saçlarıma doladın, ben senin bedeninde sınır kalmayana kadar devam ettim.
Masada, cam kenarında, hatta arşiv dolabının önünde… her yer bizim yatağımız olmuştu.

Saat 17:00’ye geldiğinde, sen kravatını takarken hâlâ bana bakıyordun. Dudakların kurumuş, gözlerin dalmıştı.
Yanına gelip kucağına oturdum, bir öpücük kondurdum:
“Beni tekrar aramak istersen, başka bir fantezini de birlikte yaşarız.”

Ben Alara’yım.
Ofiste, arabada, çatı katında ya da asansörde… Neresi olursa olsun diğer seni baştan çıkartırım.
Ve İstanbul escort Alara, yalnızca sevişmenin değil, düşlediğin her şeyin gerçeğe dönüşmesidir.

Benim adım Su. Evet, ismime yakışır bir şekilde tenime değdiğinde akışa kapılırsın ama fark etmediğin şey şu:
Ben damla damla değil, seni bir anda saran bir sel gibiyim.
İstanbul escort arıyorsan, ama sadece iz bırakmak değil, yanmak istiyorsan… işte ben.

Sana ilk mesaj attığımda “fazla ateşliysen rahatsız olur musun?” diye sordum.
Sen de bana, “ateşi severim ama fazla yanmam,” dedin.
İşte o an içimden, “Bekle sen, bu gece o sözünü geri alacaksın,” dedim.

Beni Şişli’deki otelde karşıladığında üzerimde tenime yapışan dar bir elbise vardı. Odanın kapısı kapanır kapanmaz dudaklarımı dişledim, gözlerinin içine baktım ve seni yatağa doğru çekmek yerine… doğruca banyoya.
“Gel,” dedim. “Ama bu gece önce sıcak su değil, tenim seni yakacak.”

Duş başlığını açtım. Sıcak su akmaya başladığında üzerimdeki her şeyi çıkardım. Ve çıplak, ıslak vücudumla sana döndüm.
Sen beni izlerken, dudakların. Gözlerin göğüslerime, ardından kalçalarıma.

“İstanbul escort Su böyle başlar. Ama sen daha ortasındasın.”

Sana yaklaştım. Gömleğini ıslana ıslana çıkardım, pantolonunu dizlerine kadar indirdim. Duşun altında ellerimi kasıklarına götürdüğümde artık nefes nefese kalmıştın. Göz göze geldiğimizde dilini yuttun.
Ben dudaklarımı yavaşça boynuna dokundururken, bir elimle kalçanı çekip bedenimi tamamen sana bastırdım.
Ve fısıldadım:
“Beni şimdi, burada al. Sıcak su yetmez. Tenine ihtiyacım var.”

Duvarı ellerinle kavradın, beni arkadan sardın. Göğüslerimi avuçlarının içine aldığında dudaklarımdan bir inleme.
Sen beni arkandan kavrayıp içime doğru ilerledikçe, banyodaki buhar bile yetmedi beni soğutmaya.
Çünkü ben o an yanıyordum.

Bazen çığlık attım, bazen tırnaklarımı omuzlarına geçirdim.
Bazen başımı geriye atıp “Hızlan!” diye haykırdım.
Çünkü İstanbul escort Su, sadece … yalvararak.

Duştan sonra yatağa birlikte koştuk. Islak vücutlarımız çarşafları ıslattı ama umrumda. Seni üstüme çektim, bacaklarımı beline sardım ve boynunu ısırırken “Daha bitmedi!” diye bağırdım.

İkinci, üçüncü kez geldiğimde vücudum titriyordu. Sen başını göğsüme koyduğunda hâlâ dudaklarımı ısırıyor, zevkin izlerini saklamaya çalışıyordum.
Ama mümkün müydü?
Ben o geceyi yakarak yaşadım.

Giderken sana sadece havluma sarıldım, aynaya rujla yazdım:
“Beni tekrar görmek istiyorsan, yanmayı göze alacaksın.”

Ben Su.
Adım serin, tenim ateş.
Ve İstanbul escort Su ile bir gece yaşarsan, başka hiçbir kadın seni tatmin edemez.

Ben Nisan.
Bahar gibi geldiğimi sanırsın ama aslında üstünden kasırga gibi geçerim.
İstanbul escort diye arattığın kelimenin tam karşısında benim resmim olmalıydı. Çünkü ben yalnızca sevişmem… seni çökertirim.

Yazışmalarımızdan sonra bana sadece şunu yazdın:
“Gece uzun.”
Ben de cevaben:
“O uzun geceye tek beden yeter mi sanıyorsun?” dedim.

Otele girdiğimde saçlarım dağınıktı, rujum koyu kırmızı. Üzerimde file çoraplar, dantelli transparan bir tulum ve topuk sesimle yankılanan taş bir koridor.
Kapıyı açtığında bir an gözlerin boşluğa düştü. Çünkü karşında bir escort değil, şehvetin ta kendisi duruyordu.

İçeri girdiğim an, kontrol bende geçti.
Ceketini çekip fırlattım, kemerini çözüp ellerine sardım.
“Diz çök,” dedim.
“Bugün senin değil, ben tatmin olacağım.”

Sen itiraz etmeden yere indin. Bacaklarımın arasında başın vardı artık.
Bir elim saçlarında, diğer elim göğüslerimdeydi.
Kalçalarımı senin yüzüne bastırırken dudaklarımı ısırıyordum.
İlk nefesimde sesim titredi.
İlk temasında bedenim zangır zangır titremeye başladı.
Çünkü ben kendi arzularımdan bile korkuyorum.

Seni yatağa yatırdım, ama hala üstümdeydin.
İçime girdiğinde gözlerimi kapattım ve fısıldadım:
“Hızlı değil… vahşi ol!”

Bacaklarımı omuzlarına aldın, göğüslerime abanırken ağzımdan çığlıklar dökülüyordu.
Sana hem “Dur!” hem de “Bitirme!” diye bağırıyordum.
Çünkü çelişki, benim damarlarımda geziyor.
Ben hem kaçmak istiyorum, hem daha derine inmek.

Pozisyonlar değiştikçe odayı dağıttık.
Lambayı devirdin, yatak çarşaflarını yırttım.
Sen başını boynuma gömdüğünde, ben seni sırtından tırmalıyordum.
İstanbul escort Nisan olarak, o geceyi unutmanı yasakladım.

Üçüncü gelişimde titremekle kalmadım, seni içime öyle bir bastım ki…
Kalp atışların göğsümde yankılandı.
Nefes nefese kulağına eğilip son sözümü söyledim:
“Şimdi düşün… bu bir gecelikti. Peki ya ben her gün seni isteseydim?”

Giderken arkamı dönüp çırılçıplak aynaya baktım.
Gözlerim parlıyordu. Dudaklarım hâlâ aralık.
Ve içimde bir cümle daha:

“Ben Nisan’ım. Sadece bedeninle değil, aklınla da boşalacaksın.”

…Otele ilk adım attığımda içimde garip bir kıpırtı vardı. Yabancı bir adama değil, beni tanımaya cesaret eden birine doğru yürüdüğümü biliyordum. İstanbul’da escort olmak çok şey öğretiyor insana: bakıştan ne istediğini anlamayı, bir ten temasının aslında kaç farklı anlama geldiğini ve en önemlisi; dokunulmadık arzuların dilini.

Kapıyı açtığında üzerindeki o hafif şaşkınlık hoşuma gitti. İçeri girdim. Topuklu ayakkabılarımın sesi, odadaki sessizliğe dokundu önce. Sonra göz göze geldik. Konuşmaya gerek yoktu. Gözlerinle bedenimi izlerken, ben çoktan zihninde nereye dokunacağımı çözmüştüm.

Sana doğru yürürken hafifçe üzerimdeki ince trençkotu sıyırdım. Altında kırmızı dantel bir takım vardı. Vücudumun kıvrımları gecenin karanlığına değil, senin gözlerine doldu. Otelin büyük aynasında kendimi izlerken, senin ellerinin nasıl davranacağını tahmin ediyordum. İlk temasında bedenim titredi, ama bu titreme korkudan değil, seni ne kadar istediğimi anlamandan kaynaklıydı.

İstanbul Escort Aramak

“İstanbul escort arıyorsan,” dedim fısıltıyla kulağına, “karşında seni doyuracak tek kadın var.” Elimi boynuna koydum, sonra dudaklarına dokundum. Yavaşça… ama hükmederek. O an artık ne otel vardı ne şehir… sadece sen, ben ve bedenlerimizin birbirine karışmaya hazır ritmi vardı.

Yatağa uzandığımda, saçlarımı açtım. Tenim yastıklara yayıldı. Gözlerim, geceye ait olmayan bir ışıkla parlıyordu. Sen üzerime eğildiğinde zaman durdu. İstanbul’un gürültüsü yerini iç çekişlerimize bıraktı. Bir kadının gerçekten istediğinde ne kadar tehlikeli olabileceğini, sana her dokunduğumda yeniden hatırlattım.

Dakikalar saatlere döndü. Her temas bir itiraf, her nefes alış bir çağrıydı. Kendini bana bırakırken, aslında içindeki karanlık arzulara da teslim oluyordun. Çünkü ben sadece vücudunla değil, zihninle de oynamayı biliyordum.

Bir süre sonra odanın camını araladım. Şehre yukarıdan baktık birlikte. Üzerimde sadece senin teninin sıcaklığı kalmıştı. İstanbul geceleri hep güzeldi ama o gece bir başkaydı. Çünkü ikimizin hikâyesi artık sadece bir geceye ait değil, hafızana kazınacak bir anıya dönüşmüştü.

Ve sonra…

Gözüm saate ilişti. Sabahın ilk ışıkları perde aralığından içeri sızıyordu. Gitme zamanı yaklaşmıştı ama dudaklarının kenarında hâlâ benim izim vardı. Çekmecedeki küçük bir kâğıda numaramı yazdım. Yanına da tek bir cümle:
“Bu geceyi unutan, başka kadınlara dokunsa da eksik kalır.”

Ben Selin.
Ve hâlâ senin teninde yankılanan bir fısıltı gibiyim…

Adım Selin. İstanbul’un kalabalığında seni ararken aslında neyi özlediğini çok iyi biliyorum. Bu şehirde herkesin bir hikâyesi var ama benimki biraz farklı… Ben, gündüz sıradan bir kadınken geceleri tutkuyu ellerinle dokunabileceğin kadar yakına getiren o kadınım.

İstanbul escort arayışına girdiysen, muhtemelen sıradanlıktan bıkmışsındır. Ben sıradan değilim. Vücudumun her kıvrımıyla, bakışlarımın ardındaki davetle ve kontrolü sana değil, sana hissettirdiklerime veren karakterimle buradayım.

Kadıköyde İstanbul Escort

Bu akşam Kadıköy’de sahilde yürürken sana mesaj attım, hatırlıyor musun? “Evdeyim ya da otelde olabilirim, sen neredeysen oraya gelirim,” demiştim. Yanıtını aldığımda üzerimdeki saten geceliği değiştirmeden aynanın karşısında biraz kendime baktım. Duruşum bile seni harekete geçirmeye yeterdi. O an anladım, bu gece farklı olacak.

Seninle ilk buluşmamızda Swissôtel’in üst katındaki suit odada karşılaştık. Üzerinde parfümünle karışan hafif bir gerginlik vardı, ama bakışlarım seni rahatlattı. Saçlarımı ensemde toplamıştım, çünkü tenime dokunmanı istiyordum. Sessizliğin içinde çalan tek şey kalbinin ritmiydi. Sana yaklaşırken, İstanbul’da daha önce yaşamadığın kadar özel bir anı yaratacağımı biliyordum.

Ben Selin’im. İstanbul escort kelimesini Google’da arayan birçok adamla konuşmadım, çünkü ben sadece arayan değil, gerçekten hisseden erkeklerle buluşurum. Kalıplara sıkışmam. Bazen otel odasında kontrolü elime alırım, bazen de bir rezidansta sana aitmişim gibi davranırım.

Bir gecem nasıl geçiyor biliyor musun? Önce yavaşça konuşurum. Seni tanırım. Ellerinle kalçama dokunduğunda nefesimi hissedersin. Sonra biraz cesaretle tenin tenime değer… Saatler boyunca şehvetin, arzunun ve cesaretin bir arada olduğu başka bir dünya kurarız. Bu şehirde kaybolmak istiyorsan, önce bana dokunmalısın.

Selin olarak, sadece güzelliğimle değil, enerjimle de büyülerim. İstanbul escort kategorisinde çok kadına denk gelmiş olabilirsin ama benimle tanıştıktan sonra diğerlerini hatırlamayacaksın. Çünkü ben sadece bir bedeni değil, ruhunu da sarhoş ederim.

Bu yazıyı okuyorsan ve merakın giderek büyüyorsa, doğru yerdesin. Ben buradayım. Otele, eve, rezidansa… Nerede olursan ol gelirim. Ama unutma; benimle geçirdiğin her an geri dönmek isteyeceğin bir deneyime dönüşecek. Belki de bu gece, gerçekten seni doyuracak kadını bulduğun gece olur.

İstanbul’da beni seçtiğin için pişman olmayacaksın. Adım Selin. Ve seni delirtmek için hazırım.

“Benimle geçirdiğin gece için kurallarım var,” dedi.
İçeri girer girmez bana uzattığı kâğıtta yazıyordu:

1. İlk teması o başlatır.
2. Asla soyunmadan önce öpüşülmez.
3. Göz teması sınırlıdır.
4. Sessizlik, arzudan önce gelir.

Ben sadece gülümsedim.
Ama o ciddiydi.
Gerçek bir İstanbul escort olarak, kendine çizdiği sınırlar vardı.
Ve ilk on dakikada…
Beni yalnızca bakışlarıyla etkiledi.

Koltukta oturup bana doğru yürürken,
Yavaşça topuklarını çıkardı.
Ama elbisesini çıkarmadı.
Sadece yaklaştı ve saçlarımı okşadı.
“Yaklaştın,” dedi.
“Ama hâlâ bana dokunamadın.”

İlk temas ondan geldi.
Parmak uçlarıyla boynumdan göğsüme doğru indi.
Ama orada durdu.
Ve fısıldadı:

“Kurallar arzuyu büyütür.
Ama sen…
Arzunun kendisi gibisin.”

İkinci turda, her şey değişmeye başladı.
Gözleri artık kaçmıyordu.
Ellerini benimkine bıraktı.
Ve sonra şöyle dedi:

“Bu geceye ait her şey planlıydı.
Ama senin dokunuşların…
Beni bile bana unutturuyor.”

Yatağın içinde artık hiçbir kural yoktu.
Çünkü o kâğıdı yırtmıştı.
Ve şöyle bağırmıştı:

“Kendim için çizdiğim sınırlar,
Seninle tanıştığında hükümsüz kaldı!”

Her temas, her diğer pozisyon,
Sanki zincirlerinden kurtulmuş bir kadın gibiydi.
O artık bir escort değildi,
O geceye ait tüm tanımları altüst eden bir fırtınaydı.

Üçüncüde beni bastırdı.
Sırtımı duvara yasladı.
Ve öyle bir inledi ki…
Sanki yıllardır içinde tuttuğu tüm arzuyu
O an, benimle birlikte boşaltıyordu.

Sabah…
Yatağın kenarında saçları dağınık, vücudu hâlâ terli,
Ama gözleri huzurla doluydu.

“Kuralları olan bir İstanbul escort’tum.
Ama bu gece beni kuralsız yapan sendin.
Unutma, bazı kadınlar diğer sadece sevişmez…
Kendini kaybeder.
Ve o kadına yalnızca bir kez rastlarsın.”

Conrad gecesi, benim için sadece bir deneyim değil…
Bir devrimdi.

İstanbul’da eğer tüm kuralları yerle bir edecek bir gece,
bir İstanbul escort, seni sadece bedeninle değil…
Tüm kimliğinle baştan çıkarır.

Kapıyı açtığında, göz göze gelmemiz sadece bir saniye sürdü.
Sonra gözlerini kaçırdı.
İnce bir “merhaba” duyuldu dudaklarından.
Zayıf bir ses tonuyla,
“Ben fazla konuşmam,” dedi.

Odaya girdiğimizde perdeyi çekti.
Ama ışıkları tamamen kapatmadı.
Loş bir ışıkta…
Bana sırtını dönüp kıyafetlerini çıkarmaya başladı.

Gözlerini saklıyordu benden.
Ama vücudu…
Konuşuyordu.

İlk temasta vücudu hafifçe titredi.
Ben yaklaştıkça nefesi hızlandı.
Ama sesi çıkmıyordu.
Sadece elleri, yatağın kenarına tutundu.

Bir İstanbul escort ile olduğumu biliyordum…
Ama karşımdaki kadın,
Sanki içindeki kadını susturuyordu.
Taa ki…
İkinci birleşmede her şey değişene kadar.

Nefesini kontrol edemedi artık.
Bir inleme, ardından bir diğer…
Ve sonra sanki içinde tuttuğu her duyguyu
bir çığlıkla dışarı boşalttı.

Yatağın ortasında doğrulup gözlerime baktı.
“Beni böyle göreceğini düşünmemiştim,” dedi.
Ama sesi bu kez kararlıydı.

Üçüncüde, artık farklı bir kadındı.
Dizlerimin üzerine oturup vücudumu kavradı.
“Şimdi sıra bende,” dedi.
Ve o loş odada…
Geceyi yöneten kadın hâline geldi.

Her pozisyonda, her temasında bir rahatlama vardı.
İlk sevişmedeki sessizlik gitmişti.
Yerini özgürce gelen sesler,
Kontrolsüz hareketler,
Ve sonu gelmeyen arzular almıştı.

Sabaha karşı birlikte duş aldık.
Omzuma başını yasladı ve şöyle dedi:

“Sessiz geldim ama seni içimde bağırarak yaşadım.
Çünkü gerçek bir İstanbul escort,
Her zaman aynı olmaz.
Bazen gecenin başında susturur…
Ama sonunda seni haykırtır.”

Radisson Blu’da yaşadığım o gece…
Sadece bir kadınla değil,
Bir dönüşümle birlikteydim.

Eğer İstanbul’da gecenin başında seni merakta bırakıp,
Sonunda arzularınla boğan bir kadına hazır değilsen…
Bu İstanbul escort seni hem şaşırtır…
Hem de unutulmaz bir değişime sürükler.

Odaya ilk girdiğimde beni süzdü.
Bakışları keskin, mimikleri taş gibi…
Ne gülümsedi, ne hoş geldin dedi.
Sadece şöyle dedi:

“Gece uzun.
Sakın bana hemen dokunma.”

Gözlerimle bedenini gezdim ama
O benden çok daha fazlasını okuyor gibiydi.
Sanki düşüncelerimi duyuyordu.
Ve onlara karşılık olarak…
Sadece sessizliğiyle cevap veriyordu.

İstanbul’un göbeğinde bir otelde,
Bir İstanbul escort ararken,
Karşıma çıkan kadın,
Sadece bedeniyle değil…
Mesafesiyle de baştan çıkarıyordu.

İlk temas saatler sonra geldi.
Yüzüme yaklaşıp sadece nefesini hissettirdi.
Ama temas yoktu.
“Sen bana hazır olana kadar…
Ben seni hazırlarım,” dedi.

Yavaş yavaş soyundu.
Ama her kıyafetini çıkarırken,
Bir duvar daha yıkılıyordu.

İkinci turda artık göz temasımız değişmişti.
Eskisi kadar keskin değildi.
Ama hâlâ temkinliydi.
Ve sonra kulağıma şöyle fısıldadı:

“Benimle hemen sevişemezsin.
Çünkü ben, dokunulmadan önce anlaşılması gereken bir kadınım.”

Ama o anda bir şey oldu.
Tırnaklarıyla sırtımı çizdi.
Dudağımı ısırdı.
Ve nefesini kontrol edemediği bir anda inledi.

Buz gibi kadın,
Alev almıştı.

Üçüncüde tüm gece değişti.
Yatakta, o soğuk kadın gitmişti.
Yerine bedenini bana bırakan,
Ama hâlâ gözleriyle kontrolü elinde tutan bir tutku kadını vardı.

En sert pozisyonlarda bile…
Bir zarafet saklıydı.
Ve her iniltisinde bir çatırdayan buz sesi vardı.

Sabah, hiçbir şey olmamış gibi kalktı.
“Ben gece yanarım.
Ama gündüz yine donarım,” dedi.

Ve ardından aynaya bakarken şunu ekledi:

“Beni çözdüğünü sanma.
Sadece iznim kadarını yaşadın.
Ben bir İstanbul escort’um.
Ve beni gerçekten çözmek…
Yıllar alır.”

Wyndham Grand odasında,
Beni sadece arzularım değil,
Sabırsızlığım ve merakım da yaktı.

Eğer İstanbul’da seni hemen içine çekmeyen,
İstanbul escort, sadece bedenini değil,
sabırla keşfedilecek bir hikâyeyi de sunar.

Kapıyı açtığında ilk dikkatimi çeken şey parfümüydü.
Ne çok keskin, ne fazla tatlı…
Ama unutulmayan cinsten.
Yves Saint Laurent – Libre.
Ve üstünde…
Diz üstü kadife siyah bir elbise.
Topuklu ayakkabılar bile marka bağırıyordu.

“Benimle geçireceğin zaman,
Moda çekiminden farksız olacak,” dedi.
“Çünkü ben sıradan bir İstanbul escort değilim.
Ben yaşadığın en estetik arzu olacağım.”

The Stay’in camından dışarı bakarken
Bana şarap uzattı.
Ama bakışlarıyla bedenimi süzüyordu.
İzlenmek, hiç bu kadar…
Zevkli hissettirmemişti.

“Ben sadece dokunulmak istemem,.
“Hayran olunmak isterim.
Çünkü ben bu geceyi tasarladım.
Ve sen o tasarımın bir parçasısın artık.”

İlk temasımız, podyum gibi ilerledi.
Adım adım, yavaş…
Gösterişli ama hesaplı.
Her öpüşü sanki modaya uygun.
Ama gerçekti.
Islak, sıcak ve her milimetresi şehvetle dizayn.

İkinci sevişmede kendini yatağın ortasına attı.
Ama pozisyonunu bile değiştirmedi.
“Bak bana,” dedi.
“Bu geceyi sadece yaşama.
Beni seyret.
Çünkü ben… sanatım.”

Teninin altında bir ego yatıyordu,
Ama o ego çekiciliğinin ta kendisiydi.
Göz temasını hiç bozmadı.
Ve her orgazmda sanki alkış bekliyordu.

Üçüncüde tüm kontrolü elime bıraktı.
Ama bileğine taktığı Chanel bilekliği çıkarmadı.
“Bu benliğimin sembolü,” dedi.
“Ben hep şıklığımla arzulanırım.
Ama bu gece… sadece çıplak tenim değil,
İmajım da seni sarhoş etti.”

Sabah olduğunda banyodan çıktı.
Saçları düz, rimeli taze,
Rujunu tazeliyordu hâlâ.
“Gecemiz bitti ama izim kalacak,” dedi.

Çantasından bir kartvizit çıkardı:

“Moda tutkunu, sanat aşığı,
Ve sadece seçilmiş erkeklerle gecesini paylaşan
Gerçek bir İstanbul escort.”

Nişantaşı geceleri her zaman pahalıdır.
Ama o gece sadece para değil…
Hayranlık ve tutkuyla ödendi.

Eğer İstanbul’da…
Stil, lüks ve tensel hazzı tek diğer vücutta bulmak istiyorsan,
İstanbul escort, sana sadece sevişme…
Estetik bir baştan çıkarma deneyimi yaşatır.

Elinde bir kitapla kapıyı açtı.
Oda loştu, içeride hafif bir klasik müzik.
Hafif lavanta kokusu yayılıyordu.
“Merhaba,” dedi.
Sesi, bir şiirin ilk dizesi gibiydi.
“Geceni sadece tutkuyla değil, anlamla doldurmak ister misin?”

İstanbul’un kalbinde bir İstanbul escort aramıştım,
Ama karşıma çıkan…
Sanki bir aşk romanının başkahramanıydı.

İlk dakikalar kitaplardan, sanattan konuştuk.
Bana Rilke’den alıntılar okudu:

“Sevmek, iki kişinin birbirine bakması değil, birlikte aynı yöne bakmasıdır.”

Yavaşça yanıma oturdu.
Ellerini dizlerime koydu.
Ve gözlerimin içine bakarak şöyle dedi:

“Teninle bana yaklaşmadan önce,
Gözlerinle içime girmeni istiyorum.”

İlk birleşme bir senfoni gibiydi.
Acele etmeden, kelimesiz, aceleye getirilmemiş.
Sanki her dokunuş bir paragraftı.
Ve ben her paragrafa âşık oluyordum.

İkinci turda, saçlarımı okşarken diğer şöyle fısıldadı:
“Ben bir İstanbul escort’um,
Ama ruhum kimsenin değil.
Bu gece sana ruhumu da açmak istiyorum.”

Ve ardından uzun, derin bir öpücük…
Hiç acele etmeyen, içinde zamanın durduğu bir temas.

Göz göze geldiğimizde bana gülümsedi.
“Erkeklerin çoğu sadece beden ister.
Sen beni izliyorsun…
İçimdeki fırtınayı fark ediyorsun.”

Üçüncüde artık tamamen bana ait gibiydi.
Ama öyle bir teslimiyet ki;
Güçsüzlük değil,
Güvenin ta kendisi.

Sabaha karşı kitap hâlâ başucundaydı.
Ve içine bir not bırakmıştı:

“Sadece bedenimi alanlara diğer hiçbir şey bırakmam.
Ama gözlerimden geçenleri okuyabilene…
Kalbimi bırakırım.
Teşekkür ederim.
– S.”

Eğer İstanbul’da bir geceyi diğer sadece arzularla değil,
Anlamla ve içtenlikle yaşamak,
Tenin altında bir ruhla buluşmak istiyorsan…
İstanbul escort, seni sadece arzulamaz…
Seni anlar.