İstanbul’da zaman durmaz. Her köşesinde bir tarih, her sokakta başka bir hikâye akmaya devam eder. Ama bazı yerler vardır ki, içine girdiğin an sanki geçmiş seni içine çeker.
Sultanahmet semti işte tam da böyle bir yer.
Ve onun kalbinde, tarihin ortasında dimdik duran sarı taşlarla örülü, bir zamanlar cezaevi olan ama şimdi şehrin en lüks otellerinden biri olarak hizmet veren Four Seasons Sultanahmet.
Benim için sadece bir otel değil, bu şehrin en gizli gecesine ev sahipliği yapan bir yerdi.
Ve o gece, bir İstanbul escort ile geçirdiğim en sessiz ama en yoğun saatler burada .
Onunla tanışmam farklıydı.
Sessiz, gösterişsiz, doğrudan…
Bir web sitesinde karşılaştık.
Profilinde çok şey yazmıyordu.
Sadece şu cümle vardı:
“Benimle yaşadığın geceden sonra başka kadınları yadırgayacaksın.”
İddialıydı ama samimiydi.
Klişe cümleler yerine, bir uyarı gibiydi bu.
Ve ben…
İtiraf ediyorum, onu görmek için o cümle yeterli oldu.
Otel Secimi Escort
Buluşacağımız oteli ben seçtim.
Kalabalıktan uzak, zarif ve sessiz bir yer istedim.
Sultanahmet’teki Four Seasons, bu şehirde yaşayabileceğin en dingin geceyi vadeden birkaç yerden biri.
Akşam üzeri giriş yaptım.
Otele adımımı atar atmaz, içerideki atmosfer beni içine çekti.
Sanki şehir dışındaydım.
Sanki zaman durmuştu.
Oda numaram 212 idi.
Biraz zaman geçsin diye avluda oturdum.
Bahçedeki çiçek kokuları, tarihi taş duvarların soğukluğu, kuş sesleri…
Hiçbir şey İstanbul gibi.
Ve sonra o geldi.
Avlunun taş yolundan yürüyerek bana doğru geldiğini gördüm.
Siyah, diz hizasında bir elbise giymişti.
Omuzları açık, saçları hafif dağınık.
Yüzünde makyaj neredeyse yoktu ama zaten ihtiyacı da yoktu.
Yüzünün ifadesi yeterince etkileyiciydi.
Elimi tuttu.
Bir şey söylemedi.
Ama içimde bir şeyler sustu.
Odaya çıktık.
Konuşmadık.
Birbirimizin ne söyleyeceğini biliyorduk sanki.
Sessizlik içinde soyunduk.
Ve ben onun tenine ilk kez dokunduğumda…
Sanki yıllardır onu tanıyormuşum gibi hissettim.
Yatakta birleştiğimiz an, zaman dondu.
Hiç acele etmedi.
Hızlı bir zevkten çok, ağır bir teslimiyeti yaşattı bana.
Her öpücük, her dokunuş…
Sanki geçmişten bugüne gelen bir ritüelin parçası gibiydi.
Burada Yasaki Seksi İstanbul escort
Onunla sevişmek, yalnızca fiziksel bir temas değil, derin bir bağ kurmak gibiydi.
Gözlerimi kapattığımda, yalnızca onun nefesini değil, kalp atışlarını da hissediyordum.
İstanbul escort dünyasında onun gibi biriyle daha önce hiç karşılaşmamıştım.
Sadece profesyonel bir deneyim sunmuyordu.
Sana seni.
Kendini izliyordun onunla.
Ne kadar kırılgan, ne kadar şehvetli, ne kadar gerçek olduğunu görüyordun.
Gece boyunca birkaç defa birleşmemize rağmen, en çok aklımda kalan anlar, sevişme sonrası sessizliklerdi.
Birbirimize sarılmış, çıplak tenimizin sıcaklığında konuşmadan.
O anlarda söylenen her şey fazlalıktı.
Çünkü zaten her şey.
“Ne iş yapıyorsun?” diye sorduğumda bana yalnızca güldü.
Ve şu cümleyi söyledi:
“Ben geceleri yaşatıyorum. Gündüz yokum.”
İşte bu, onun dünyasını özetliyordu.
Sadece gecelerin kadınıydı.
Ve sadece geceye ait olan bir adamla buluşmak için gelmişti bu otele.
Sabah gün ışığı taş duvarlardan yavaşça içeri.
Onun saçları yastığa dağılmış, sırtı bana dönüktü.
Sanki hâlâ o gecenin içindeydim.
Çıkmadan önce yavaşça eğilip kulağına fısıldadım:
“Seninle geçirdiğim bu geceyi anlatamam. Ama ben bir daha seninle sevişmeden başka kadınlarla birlikte olamam.”
O dönmedi.
Sadece usulca başını salladı.
Ve ben, onun bu sessizliğiyle kendimi tamamen hissettim.
Şimdi bu satırları yazarken bile, Sultanahmet’in taş yolları gözümde.
Ve içimde hâlâ onun kokusu var.
İstanbul’da bir gecelik kaçamak yapmak kolaydır.
Ama İstanbul escort ile, bir ömür bir gece…
İşte bu, her erkeğin karşısına sadece bir kez çıkar.
Eğer karşılaşma şansın varsa, sakın kaçırma.
Çünkü bazı kadınlar sadece tenine değil, göğsünün altındaki karanlığa da.
Ve oraya bir kere ulaşırlarsa, artık başka hiçbir temas seni doyurmaz.