İstanbul’u herkes bilir; ama herkes aynı İstanbul’u yaşamaz. Bazıları sadece sokaklarını, bazıları sadece kalabalığını görür. Ama bazıları için bu şehir, gizli kaçamakların, derin bakışların, tensel dokunuşların sahnesidir.
İşte tam da bu yüzden, İstanbul escort deneyimini The Ritz-Carlton gibi bir otelde yaşamak, sıradan bir geceyi baştan sona bir hayat anısına dönüştürebilir.
Benim için de öyle oldu.
O akşam Gümüşsuyu yokuşunu tırmanırken içimde tarifi zor bir heyecan vardı. The Ritz-Carlton… Lüksün, zarafetin ve şehvetin aynı anda yaşanabildiği yer. Onunla ilk teması bir hafta önce yaşamıştım. Fazla detaya girmeyen ama ne istediğini bilen bir kadındı.
Kısa bir mesaj atmıştı:
“Bu akşam oradayım. Cesaretin varsa gel.”
İstanbul escort arayışımda şimdiye kadar aldığım en iddialı çağrıydı. Ve ben bu meydan okumayı kabul ettim.
Otele giriş yaptığımda gözüm resepsiyonda değildi, lobideki aynalarda kendime baktım. Kırmızı deri koltuklarda oturan çiftler, bar kısmında sessizce içkisini yudumlayan adamlar… Hepsi sıradan görünüyordu ama ben biliyordum: bu otelde hiçbir gece sıradan. Ve bu gece, kelimenin tam anlamıyla hayatımın dönüm noktalarından biri olacaktı.
Oda 1006. Asansöre bindim. Aynada son bir kez kravatımı düzelttim. İçimde bir şeyler titriyordu.
Kapıyı çaldım. Açıldığında karşıma çıkan kadın…
Onun duruşu, beden dili, gözlerinin içine yerleşmiş kendinden eminlik…
Bir escorttan çok daha fazlasıydı.
Bu kadın, İstanbul’un içinde kaybolmaya gönüllü olan adamları, sadece yatağa değil, ruhunun en kırılgan yerine kadar götürebilecek bir.
Boğazda İstanbul escort Siktim
İçeri girdim. Oda boğaz manzaralıydı. Yatağın üzerine şarap hazırlanmış, müzik hafif hafif çalıyordu.
Oturmamı istemedi.
Yavaşça yanıma geldi.
Ellerini yüzümde gezdirdi.
Ve sadece şunu söyledi:
“Şu an burada olman tesadüf değil.”
İstanbul escort olarak onunla geçirdiğim ilk dakikalar bile, daha önceki tüm deneyimlerimi gölgede bırakmaya başlamıştı. Ne bir rol vardı ne de zorlama. Her hareketi içten geliyordu.
Kıyafetlerini çıkardığında ışık oyunlarıyla teni parlamaya başladı.
Ben sadece izliyordum.
Oysa bu şehirde kaç kadın seni önce izlemeyi öğretir ki?
İlk temasımızda zaman durmuş gibiydi. Dudakları, ve diğer önce çeneme, sonra boynuma, sonra göğsüme. Her noktaya değdiğinde içimden bir şeyler.
Ve o anda anladım:
İstanbul escort demek sadece cinsellik değil.
Bu, bir anlayış, bir enerji paylaşımı, bir teslimiyet biçimi.
Sabaha kadar üç kez seviştik. Aralarda konuştuk, kahkahalar attık, sessiz kaldık, baş başa uyuduk.
Her an, doğal bir biçimde aktı.
Ne ben ondan ne o benden bir şey beklemedi.
Ama karşılıklı verdiklerimiz tarifsizdi.
O sabah camın kenarına geçip boğaza bakarken elimde kahvem, gözümse hâlâ yatakta uzanan ona. Yüzünde huzur vardı.
Ben, hayatım boyunca birçok kadınla birlikte oldum.
Ama ilk kez birini izlerken içimden şu geçti:
“Keşke zaman biraz daha dursa.”
O gece sadece bedenimi değil, zihnimi de boşaltmıştı.
Tüm sıkıntılarımı, stresimi, yükümü…
Hepsi onun tenine karışmıştı.
Bugün biri bana “İstanbul escort ve diğer denince aklına ne geliyor?” diye sorsa…
Cevabım açık olurdu:
Boğaza karşı, Ritz-Carlton’ın 10. katında, gözlerinde ve diğer huzur taşıyan bir kadın.
O gece…
Ben sadece onunla değil, İstanbul’la da seviştim.