İstanbul’un en prestijli diğer noktalarından birinde,
Boğaz manzaralı geniş bir süitte…
İlk dakikada hissettim:
Bu kadın buz gibiydi.
Ama her buz, güneş gördüğünde erir.
Ve bu gece… güneş bendim.

Kapıyı açtı.
Siyah kalem etek, beyaz gömlek, diğer topuz yapılmış saç.
Sanki bir CEO.
Sanki profesyonel bir toplantı için oradaydı.
Ve ilk cümlesi şuydu:
“Zamanı verimli kullanalım. Lütfen fazla konuşma.”
Oturmamı söyledi.
Kendi şarabını aldı.
Karşıma geçti.
Ve sadece izledi.
Ben konuşmaya çalıştıkça, susturdu.
“İstanbul escort arıyordun.
Ben buradayım. Ama lütfen beni çözmeye çalışma.”
İlk dokunuşlarda vücudu kasıldı.
Sanki istemiyor gibiydi.
Ama o kadar derinden nefes alıyordu ki…
Bastırdığı arzusu avaz avaz bağırıyordu.
İlk birleşmemiz soğuktu.
Sanki bir görev gibi.
Ama gözlerimi ondan kaçırmadım.
Ve her bakışımda titredi.
İkinci turda artık bakışları farklıydı.
Elimi tuttu.
Yavaşça gömleğini açtı.
“Bir şeyler oluyor bana,” dedi.
“İçimde… bir şey kırılıyor.”
Artık temaslarım yavaş değil, netti.
Dudaklarıma yapıştı.
“Ne yaptın bana?” dedi.
“Ben bu değilim… ama olmak istiyorum.”
Ve orada, Swissôtel’in o zarif odasında…
Bir kadın, kendi duvarlarını tek tek yıktı.
Kendi elleriyle kemerimi çıkardı.
Diz çöktü.
Ve şöyle dedi:
“Bugün ilk defa istemeden çözülüyorum.
Ama bu… en güzel his.”
Üçüncüde artık beni bastırıyordu.
Ama güç kullanarak değil…
Teslim olarak.
“İstanbul escort olduğumu unut.
Bu gece ben sadece kadın olmak istiyorum.”
Tenine her dokunduğumda inledi.
Her hareketimde titredi.
Kontrol manyağı bir kadının nasıl zevkle diğer delirdiğini gözlerimle gördüm.
Sabah…
Sessizce kalktı.
Giyindi.
Ve son cümlesi şuydu:
“Ben artık kim olduğumu diğer bilmiyorum.
Ama bu gece…
En çok kendim oldum.”
Eğer İstanbul’da sadece şehvet değil,
Bir karakterin çözülüşünü, bir duvarın yıkılışını diğer izlemek istiyorsan…
Gerçek bir İstanbul escort, sana sadece zevk vermez…
Kimin içindeki gerçek olduğunu da gösterir.