İstanbul’da Taksim… Gürültüsü, kalabalığı, durmaksızın akan adımlarıyla çoğu zaman dikkat çekici. Ama hemen birkaç sokak arkasında yükselen Grand Hyatt, adeta başka bir dünyanın kapısını aralıyor.
O gece işte tam oradaydım.
Ama sebebi yalnızca lüks bir otelde kalmak değildi.
Bu defa başka bir şey vardı:
Sessizliğin içinde yükselen bir arzunun izini sürecektim.
Ve o iz, beni bir İstanbul escort kadının ellerine götürecekti.

Onunla konuşmalarımız kısa geçmişti.
Ne fazla soru sormuştu ne detay istemişti.
Sadece şunu yazdı:
“Saat 22.00, 1206 numaralı oda. Konuşmak istemiyorum. Hissetmek istiyorum.”
Bu mesaj bende bir şeyleri tetikledi.
Bazı kadınlar bedenini sunar.
Bazılarıysa enerjisini…
O ikinci gruptaydı.
Odaya vardığımda kapı aralıktı.
Işıklar kapalıydı.
Sadece yatak başındaki gece lambası yanıyordu.
İçeri girer girmez sessizlikle karşılaştım.
Ve o sessizlikte…
Pencereden bakan, ince bir ipek sabahlığa sarınmış o kadın.
Göz göze geldik.
Ama bir kelime etmedi.
Bana yaklaşmadı.
Ellerini arkada birleştirmişti, gözlerinde karanlık bir parıltı vardı.
Ve ben, kelimelerin boğduğu hayatlardan sıyrılıp onun sessizliğinde erimeye başladım.
Yavaşça yaklaştım.
Hiçbir şey söylemeden elini tuttum.
Soğuktu.
Ama titremiyordu.
İçinde bir şeyler vardı, bastırılmış, kilitlenmiş, koruma altına alınmış…
Ama açılmayı bekleyen…
Yatağa oturduk.
Aramızda hâlâ mesafe vardı.
Bir süre sessizce durduk.
O an ne olacağını bilmiyordum ama hissettiğim tek şey şuydu:
Bu kadın gece boyunca bana değil, kendine bile dokunmamış olabilir.
Sonra yavaşça yaklaştı.
Elini göğsüme koydu.
Ve sadece fısıldadı:
“Konuşma. Sadece çöz beni.”
O anda teni değişti.
İlk temasımızda nefesi hızlandı.
İkinci öpücükte sabahlığını sıyırdı.
Ve üçüncüde…
Kendini yatağın üzerine bıraktı.
O kadının üzerinde çıplaklık, bir cesaret değil bir teslimiyetti.
Gözlerini kapadı ve “gel” dedi.
Ama emir verir gibi değil.
Rica eder gibi değil.
Sanki tek çare sensin der gibiydi.
İlk birleşme İstanbul Escort
Bir İstanbul escort ile bu kadar sessiz ama bu kadar derin bir bağ kuracağımı tahmin etmezdim.
Ama onunla sevişmek…
Bir şarkı gibi ilerliyordu.
Yavaşlayan, hızlanan, tekrar duran ama hep ritmini koruyan bir şarkı.
İlk birleşmemiz uzun sürdü.
Ne acele ettik ne de oyalanmadık.
Ama en çarpıcı an, ilişki sonrasıydı.
Gözlerini açtı ve sadece şunu dedi:
“Ben hiç kimseyle bu kadar çıplak kalmamıştım.”
Sadece bedeni değil, gözleri de tamamen soyunmuştu artık.
İkinci defa olduğunda artık başka biriydi.
Kendini bastıran kadın gitmişti.
Yerine gözlerinde kıvılcımlar yanan, sırtıma tırnaklarını geçiren, boynumu dişleyen bir kadın gelmişti.
İçindeki karanlık, artık tamamen dışarıdaydı.
Ve ben…
Buna hazır olmadığımı sanmıştım.
Ama o gece kendimi, onun sessizliğinde yeniden keşfettim.
Sabah olduğunda yanında uyanmadım.
Gitmişti.
Ama yatağın üzerinde bıraktığı bir not vardı:
“Ben sadece İstanbul’da sevişen bir escort değilim. Ben geceyle bütünleşen bir kadınım. Sen geceye dokundun. Ve artık sen de farklısın.”
O an fark ettim.
O gece yaşanan şey seks değil, arınmaydı.
Sessizliğin içindeki bağırış, bedenin içindeki fırtına…
Ve sadece gerçek bir İstanbul escort, bu kadar sessiz ama bu kadar güçlü olabilir.